Prof. Dr. Ayhan DİNÇKAN
Sıkça
Sorulan
Sorular
Organ alıcılarında; son on yıla kadar 10 kilonun altındaki çocuk hastalarda, ihtiyaç olsa bile teknik zorluklar nedeni ile nakil yapılamaz idi. Çocuğun kilo alması beklenir ancak kronik sağlık sorunu olan çocukların, kilo alması pek mümkün olmazdı. Çocuklar kısır bir döngüde ebeveynler ile birlikte nakil olmayı çaresizce beklerlerdi. Ancak günümüzde sorunların daha iyi anlaşılması, cerrahi tekniklerin gelişmesi ve nakilden sonra erken dönemde hasta yönetiminin başarılı yapılması nedeniyle, yaşı kaç olursa olsun 4-5 kilo ağırlığındaki çocuklara dahi nakil yapılabilmektedir. Hatta karaciğer hastalığı ile doğan, ciddi sağlık sorunu olan ve yaşaması organ nakline bağlı olan bebeklerde dahi yaşamın ilk aylarında karaciğer nakli yapılabilir. Bu hasta grubunda nakiller donanımlı merkezlerde ve alanında deneyimli ekipler tarafından yapılır ise başarı ihtimali artar.
İleri yaş grubunda da aynı şekilde son on yıla kadar 65 yaş üstü hastalara nakil yapılmazdı. Ancak günümüzde ortalama yaşam süresinin artması, tıbbi imkanların iyileşmesi ve herkes için yaşam hakkı nedeni ile günümüzde artık kimlik yaşından ziyade, beden yaşı daha önemli hale geldi. Nakilden sonra beklenen yaşam süresi uzun olan, ciddi kalp – akciğer sorunu olmayan ve yapılan bazı testlerde olumlu sonuç alan hastalarda her türlü nakil yapılabilmektedir. Yani rakamsal yaş değil, biyolojik yaş çok daha önemlidir. Örnek olarak; 87 yaşında canlı böbrek vericisi, 94 yaşında kadavra karaciğer donörü, 77 yaşında karaciğer alıcısı hastalarımız vardır.Organ nakli için belirli bir yaş aralığı var mıdır, var ise hangi yaş aralığındaki insanlar organ nakli yaptırabilir?

Organ nakli için gerekli şartlar nelerdir, nerelere başvuru yapmak gerekir?
Organ nakli için öncelikle son dönem organ yetmezliği olması gerekiyor. Örneğin; kronik böbrek hastalığı, kalp yetmezliği veya kronik karaciğer hastalığı vb. Çok nadiren başka (akut yetmezlikler veya metabolik hastalıklar gibi) sebeplerde vardır. Nakil gerekliliği tespit edildikten sonra tıbbi durumunuzun uygun olması ve organ nakline engel ciddi sağlık sorununuzun bulunmaması gerekmektedir. Bunun için sizi takip eden doktorunuzdan nakille ilgili mutlaka bilgi alınız. Organ nakilleri ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılmış nakil merkezlerinde yapılmaktadır. Kamu veya özel sağlık kuruluşu fark etmeksizin nakil cerrahisi işlemleri sağlık sigortası olan herkes için ücretsiz yapılır. Organ nakli; cerrahi ekip, dahili ekip ve koordinatörlerden oluşan kazayağı yapılanması ile multidisipliner bir ekip işidir. Çocuk hastalar için mutlaka ilgili pediatrik (pediyatrik nefrolog, pediyatrik gastroenterolog ve hatta pediyatrik yoğun bakım) branşlar olmalıdır. Canlı vericiniz var ise ki kanunlarımıza göre dördüncü dereceye kadar akraba olmak gerekmekte, tıbbi ve yasal hazırlık işlemlerini takiben, nakil cerrahisi işleminiz gerçekleştirilir. Ancak canlı vericiniz yok ise sadece bir nakil merkezi adına ulusal organ bekleme sisteminde, kadavra kayıt listesine girmeniz gerekmektedir. Beklediğiniz organ ve tıbbi durumunuza göre aldığınız puan, nakil olma ihtimalinizi belirleyecektir. Bundan sonra nakil olana kadar belirli aralıklarla aynı nakil merkezine giderek kaydınızı güncel tutmalı ve belirlenen puan sıralamasına göre nakil merkezinden haber (telefonlarınıza 7/24 ulaşılabilir olmalı) beklemelisiniz. Ancak organ bağışı arttırılmadıkça bu bekleme süreci bazı hastalar için uzun ve dayanılmaz olmakta ve sonuçta organ beklerken pek çok hasta hayatını kaybetmektedir.
Organ naklini canlı donör ve kadavra olarak ele alacak olursak… Organ nakli kimlerden yapılabilir?
Organ nakilleri için donör kaynağı olarak elbette kadavra vericiler tercih edilmelidir. Gelişmiş ülkelerde nakillerin %80’ni kadavra vericilerden yapılırken, ülkemizde tam tersi oranda nakiller yapılmaktadır. Bekleme listelerinin her geçen gün artması ve talebin karşılanamaması nedeni ile canlı vericili nakiller hayat kurtarıcı olmaktadır. Ülkemizde 4. dereceye kadar akrabalardan, ya da akraba değil ise etik kurul onayı alınmış vericilerden canlı donör olarak organ alınabilir. Ancak canlı vericili nakile imkan tanıyan karaciğer ve böbrek nakillerinde bu yöntem uygulanabilir. Canlı vericili nakil şansı olmayan kalp, akciğer gibi nakillerde hastaların hayata tutunmasının tek yolu kadavra vericili nakillerdir.
Nakil sonrası iyileşme döneminde nelere dikkat edilmesi gerekir?
Organ nakli tedavisi öncelikle cerrahi bir tedavidir ve bu sürecin başarılı bir şekilde geçirilmesi gerekir. Nakil sonrası dönemde, artık yaşam hakkını yeniden elde etmiş biri olarak uymamız gereken bazı noktalar vardır. Öncelikle belli dönemlerde kullanılması şart olan bazı ilaçlar, zamanında kullanılmalıdır. Nakil sonrası ilk 3 ay daha sık olarak olmak üzere hastane kontrollerine gelmeli ve takılan organın fonksiyonları ile kullanılan ilacın düzeyi ile infeksiyon parametreleri yakından takip edilmelidir. Takip aralığı işler yolunda gittikçe hekiminiz tarafından esnetilecektir. Cerrahi süreç ve erken dönem takip atlatıldıktan sonra artık yaşam kalitenizde yükselecektir. Öğrenci iseniz eğitiminize, çalışıyorsanız işinize dönerek ülke ekonomisine katkıda bulunabilirsiniz. Bunun dışında bazı basit kurallara uyarak; tatile çıkabilir, araç kullanabilir, seyahat edebilir, denize girebilir, pek çok yiyeceği ve içeceği tüketebilir, hamile kalarak çocuk sahibi olabilir, ev işlerinizi yapabilir vb. hayatın gerekliliklerini yerine getirebilirsiniz. Yapmanız gerekenler ile ilgili taburcu olurken bilgilendirilecek ve acil durumlarda ulaşılacak telefonlar sizlere verilecektir.
Organ naklinin riskleri nelerdir, hangi durumlarda risk teşkil eder?
Organ nakli ameliyatları öncesi riskler çeşitli tetkikler yapılarak tanımlanır ve nakil olup olmayacağına geniş katılımlı konseylerde karar verilir. Kanser varlığı, aktif infeksiyon varlığı, genel durum bozukluğu vb gibi durumlarda kesinlikle nakil yapılmaz. Buna karşılık nakil gerekli olan ancak riski çok az olan hasta grubu en çok yarar gören hastalardır. Birde kesin kurallar arasında kalan hasta grubu vardır ki; işte burada hastaya göre karar verilir ve her nakil merkezinin hastanın sorununa yaklaşımı farklılık gösterebilir. Nakil edilen organa göre çeşitlilik arz etmekle birlikte; kabul edilir hayati risk, takılan organın çalışmaması, dahili ve cerrahi sorunlar çıkabilir. Özellikle ilk aylarda nakil edilen organ vücut tarafından red edilebilir ancak bunların çoğu ilaç ayarlaması veya değişikliği ile önlenebilir. Tespit edilen sorunların erken teşhisi ile çoğunun tedavisi mümkündür. Günümüzde organ yetmezliklerinden kurtulmanın en iyi tedavisi olan nakiller için bu riskler kabul edilebilir sınırlar içindedir.
Canlı donörden alınan nakillerde, verici için herhangi bir hayati risk var mıdır?
Canlı vericiler tıp alanında gönüllü ve sağlıklı olup, ameliyat masasına yatan tek hasta grubudur. Bu nedenle hazırlık aşamasında muayene, laboratuvar ve radyolojik yöntemleri ile sağlıklı oldukları ve canlı verici için uygun oldukları tespit edilir. Gerekirse organ biyopsisi dahi yapılabilir. Bu aşamalardan sonra tam bir check-uptan geçen canlı vericilerin bir kısmında tanısı konmamış hastalıklar saptanabilir, bir kısmının da canlı verici olması uygun bulunmayabilir. Canlı verici olarak kabul edilenlerde ameliyatın getirdiği ve yine organa göre değişen binde bir ile on binde bir arasında değişen hayati riskleri olabilir. Ancak bu hayatın getirdiği risklere yakın ve tıbbın kabul ettiği risklerdir. Buna karşılık canlı verici olan hastaların ameliyattan sonra genel sağlık önerilerini daha iyi uyguladıkları, hayatlarını disiplinize ettikleri ve sonuçta uzun vadede genel popülasyona göre daha sağlıklı oldukları çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.
Neden organ nakli?
Çünkü; tek yaşama şansı bu tedaviye bağlı binlerce hasta umutla beklemektedir. Başka tedavi yöntemi olmayan hasta sayısı giderek artmaktadır. Çünkü; organ bekleyen çocuk hastalarımız hayata tutunmak, büyüme ve gelişimlerini tamamlamak, eğitimlerini sürdürmek, hayattan keyif almak için organ nakline ihtiyaç duymaktadır. Çünkü; yaşam süresi başka tedaviler ile karşılaştırılabilir olan böbrek naklinde dahi neredeyse iki katından fazladır. Çünkü; yaşam kalitesi sağlıklı bir kişiden hiç farkı yoktur. Nakilli hastalar evlenebilir, çocuk doğurabilir, çalışıp ülke ekonomisine katkıda bulunabilirler. Çünkü; sağlık harcamalarının yüzde beşini oluşturan böbrek yetmezlik tedavileri yanında bu hastaların nakil ile sağlığına kavuşmalarının maliyet bedeli nerdeyse üçte bir kadardır. Tedavi avantajı yanında işgücü kaybı olmaması ve üretken olmaları da ayrı bir maliyet avantajı getirir..